PIERRE FABRE, HERKES İÇİN 60 YILLIK BAKIM

Pierre Fabre, 1926 yılında güzel bir Nisan gününde Castres'de doğdu. Botanik tutkusuna ilham veren doğduğu mevsim olan bahar mevsimi miydi? Yoksa Tarn bölgesindeki yeşil alanların uçsuz bucaksız genişliklere sahip oluşu mu? Ya da belki de içinde büyüdüğü bölgesel gelenekler miydi? Hikaye öyle söylemiyor.

Bildiğimiz şu ki, Pierre Fabre 25 yaşına geldiğinde, kredi çekip memleketinin ana merkezinde bir eczane satın aldı. Tezgahta hastalarına tavsiyelerde bulunurken, tezgah arkasında da ilaç bileşimleri hazırladı.

1958'de Cyclo 3'ü bu eczanede geliştirdi. Bu inovatif venotonik, Latince “Ruscus aculeatus” olarak – Oksitan Lehçesinde “Grefol” olarak bilinen küçük bir yerel çalının (Çoban Püskülü) köklerinden ekstrakte edilen bir etkin madde kullanılarak üretilmiştir.

Pierre Fabre’nin girişimci ruhu ile birlikte, Cyclo 3'ün başarısı, Pierre Fabre'yi 30 Mayıs 1962'de tescil ettirdiği kendi şirketini kurmaya yöneltti. O dönemde Pierre Fabre Laboratories'in 8 çalışanı vardı. Çoban püskülü nasıl dört mevsim boyunca yeşil kalıyor ve yapraklarını dökmüyorsa, şirket de 60 yıldır çiçek açmaya devam etmektedir.

1970'lerin ortalarında, Castres'li bir kumaş tüccarının oğlu olan Pierre Fabre, Tarn bölgesinin güneyinde bir zamanlar gelişen tekstil endüstrisinin gerilemesi karşısında paniğe kapıldı. Şirketinin faaliyetlerini burada temellendirerek, doğduğu bölgeye yeni bir soluk getirmeye kararlıydı.

Tüm operasyon Castres çevresinde birkaç kilometrelik bir etki alanı içinde gerçekleşti. Önce Pierre Fabre'nin 1962'de şirketi kurduğu bölge olan Péraudel bölgesinde gerçekleşti. Daha sonra ilk fabrikanın kurulduğu Soual bölgesine genişledi.

Pierre Fabre, her gün Renault 4CV marka otomobilini iki bölgeyi birbirinden ayıran yaklaşık 15 kilometrelik mesafe boyunca sürerken, şirketinin gelişimini yakından takip ederken ve zamanını farklı ekiplerle geçirirken görülüyordu.

Grup, hızla uluslararası alanda Kuzey Afrika, İspanya ve İsviçre'ye yayıldı...

 

Buna rağmen, Uluslararası genişleme her zaman her yerde olma hırsıyla sürdürüldü.

Occitania'da yeni tesisler açıldıkça çalışanlar nesiller boyu birbirini takip etti.

İş anekdotları aile hikayeleri ile birleştirilir ve şirket sosyal ve yerel hayatın bir parçası haline gelir. Grup, Tarn bölgesinin yaşama gücünü ve erişimini artırmada aktif bir rol oynadığı için daha da fazla hayatı bir parçası olur. Günlük olarak, gençlik eğitim programları ile, kültüre erişim ve yeni teknolojilerin entegrasyonu kolaylaştırılır. 

Tüm bunlara, Castres Olympique ragbi kulübüne daimi destek gibi takdire değer taahhütler de dahildir.

Grup’un AZF fabrikasının kalıntılarını Oncopole kampüsüne dönüştürmek için yaptığı hızlı yatırım, Toulouse bölgesine birinci sınıf bir onkoloji merkezi de sağlamıştır.

Güzel ve daha çok zorlu zamanlarda, Pierre Fabre Group, 60 yıldır Occitania halkıyla omuz omuza vermeye devam etmektedir.

 

Zor bir kararla karşı karşıya kalan Pierre Fabre bir keresinde şaşkınlığını şöyle ifade etmişti: "Farkında değil misiniz? Adeta benden bir ağaç kesmemi isteyeceksin gibi!” Bu tabir, Pierre Fabre’nin doğaya olan sevgisi ve onu koruma kararlılığını açıkça ortaya koymaktadır.

Doğru bitki çeşitlerini seçmek, daha iyi yetiştirme yöntemlerini seçmek, Gaillac'ta bir bitki ekstraksiyon tesisi inşa etmek, laboratuvarlar kurmak ve botanik bahçeleri oluşturmak, Avène-les-Bains'deki bir kaplıcadan gelen suyun gizemli özelliklerini ortaya çıkarmak ve – sonuncusu ve en önemlisi – bitki-bazlı sağlık ve bakım ürünlerini formüle etmek: Pierre Fabre'nin kanında bulunan ve bitkilere duyduğu tutku, Grup’u besleyen bir özsu gibidir.

 

Pierre Fabre’yi ve Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nden (CNRS) Profesör Pierre Potier'i bir araya getiren işte bu bilim ve doğa sevgisi olmuştur.

Grup’u onkoloji faaliyet alanına yönlendiren bu karşılaşma oldu. Bu iki adam birlikte, Madagaskar Deniz Salyangozu'nun gizemlerini çözerek ve 1982'de şirketin ilk kanser ilacı Navelbine®'i pazara sunarak olağanüstü bir bilimsel ve endüstriyel maceraya atıldılar.

Günümüzde, Pierre Fabre Laboratories tarafından üretilen ürünlerin çoğu doğadan elde edilen bir etkin madde içermektedir. En yenisi ise Selastrol’dür. Başlangıçta onkolojide kullanılmak üzere incelenen bir Güneydoğu Asya bitkisinin (“Çin üzüm asması” olarak adlandırılan) bir ekstrakt olan bu etkin madde, psoriyazis (sedef hastalığının) tedavisi için bu aktif maddenin faydalarından yararlanan Ducray takımının bir üyesiydi.

 

Bu plan, her yıl, giderek artan sayıda çalışan hissedarının Grup’un performansından yararlanmasına olanak sağlar. Bugün yaklaşık 10 çalışandan 9'u şirketin finansmanına katkıda bulunarak, şirket amacının gerçekleştirilmesini sağlamaktadır.

İster bir ev satın alıyor, isterse bir çocuğun eğitimini finanse ediyor olsun, Ruscus, çalışan hissedarlarının katkıda bulundukları başarılardan kişisel olarak faydalanmalarına olanak sağlar.

 

Pierre Fabre Vakfı'nın misyonları, bu çalışan hisse sahipliği inisiyatifinin arkasındaki prensibi yansıtan bir ortaklık yaklaşımına dayanmaktadır.

Pierre Fabre'nin Afrika'daki sahte ilaç sorununa karşı duyduğu kızgınlıktan esinlenerek,

 

Vakıf, kuruluşundan bu yana, yerel aktörlerle birlikte Global Güney'deki insanlar için yüksek kaliteli sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmek için çalışmaktadır.

1999 yılında kamu yararını destekleyen statüsü verilen Pierre Fabre, Grup’un çoğunluk hissedarı olmasını istedi ve bu nedenle Grup’u tek mirasçısı olarak belirledi. Vakıf günümüzde Grup’un finansal bağımsızlığını ve istikrarını sağlamakta ve projelerini kendisine ödenen kar payları ile finanse etmektedir.

Vakıf ve Dr Mukwege (2018 Nobel Barış Ödülü sahibi) arasındaki ortaklık sayesinde, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki Bangui'de savaşla-ilişkili cinsel şiddet mağdurlarına tahsis edilmiş bir merkez açıldığında, Pierre Fabre çalışanlarının her birinin işi kolektif gururumuzu besleyen yepyeni bir anlam kazandı.

 

Pierre Fabre Laboratories'in başarılarının ve inovasyonlarının tarihçesi, Arşimet'in efsanevi “Evraka!” anından ziyade dünyaya farklı bir pencereden bakan bir adamın vizyonu ile ilişkilidir. Milyonlarca insanın günlük hayatını değiştirecek etkin maddeleri bulmak için doğaya dönen ve bilgi ve uzmanlık ağımızı genişletmek için inovasyona önem veren bir vizyon.

Bu bütünsel vizyondan büyük bir buluş doğdu: dermo-kozmetik. Güzellik bakımını eczaneye taşımak, eşi benzeri görülmemiş bir medikal ve kozmetik uzmanlığı uyumu sağlayarak, cilt ve saç bakımını en yüksek standartlara yükseltti.

Her alanda her bir ürünün arkasında çokça hikaye söz konusudur. Aignan'ı ele alalım,

 

örneğin, burası bir şekerleme fabrikasının satın alınmasının, teknisyenlerin bir ilaç üretmek için Pierre Fabre formüllerinde şeker pişirme süreçlerinden faydalanmalarına olanak sağladığı yerdir.

Bu, Drill boğaz pastillerinin ortaya çıkışının ve Avrupa'da benzersiz olan uzmanlığın kazanılmasının hikayesidir.

2009 yılında, bu yerleşik uygulamaların ötesine geçme kabiliyeti, steril kozmetik ürünlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu patentli teknoloji, ilaç endüstrisinde kullanılan proseslere dayanmaktadır ve koruyucu madde içermeyen cilt bakım ürünlerinin üretilmesine olanak sağlamaktadır. Bu, tüm kullanım süresi boyunca %100 steril bir formülü garanti eder.

Saint-Julien-en-Genevois'teki araştırmacılarımız, immüno-onkolojide yeni kanser tedavilerini keşfettiklerinde veya dermo-kozmetik ürün ekipleri, ürünler geliştirmek amacıyla cilt fonksiyonlarını yeniden oluşturmak üzere biyomimikriyi kullandıklarında, farklı dünya görüşümüz sürekliliğini korumaya devam etmektedir.

 

Seyahat ve ilişkiler, Pierre Fabre Laboratories'in dünya çapında genişlemesini desteklemiştir. Grup’un evrimi, 1969 yılında Barselona'da, bir yandan Pyrenees’in bir yan kuruluşunun kurulması ve diğer taraftan ise Ciclotres'in lansmanı ile başlamıştır. Bravo!

1980'lerde Pierre Fabre, Rising Sun bölgesine geri döndü. Japon markası Shiseido'nun kurucusunun torunu ve uluslararası dermo-kozmetik alanında bir başka lider olan Yoshiharu Fukuhara ile gerçekleştirdiği toplantı, verimli bir işbirliğinin başlangıcı oldu.

Her iki adam da güçlü bir aile şirketi anlayışını ve sanat zevkini paylaştı.

 

Yıllar içinde, Fuji Dağı'ndan alınan baskılar Castres'deki Le Carla malikanesinin duvarlarını süsledi.

Japonya'dayken, Eau Thermale Avène markası büyümeye ve Japon kadınlarının cildini ve kalbini fethetmeye devam etti.

Kırk yıl sonra, Asya, Grup’un uluslararası büyümesi için lider pazar haline geldi ve bu pazar, her gün üretiminin %95'ini Fransa'da, Güney-Batı ve Loiret şubeleri arasında yoğunlaştırmanın zorluğuyla karşı karşıya kaldı.

Amerika Birleşik Devletleri, Polonya ve Tunus yoluyla Avustralya'dan Brezilya'ya, her yeni ülkede ve her yeni kıtada varlığımız büyüdükçe, Fransız uzmanlığının etkisi de büyümeye devam etmektedir.